Mühendislik Öğrencileri İş Hayatının Eşiğinde: Gerçekler ve Engeller | Youthall

Mühendislik Öğrencileri İş Hayatının Eşiğinde: Gerçekler ve Engeller

03 Eylül 2025
İçeriği Paylaş:

Üniversite sıralarında hayal edilen o “mühendislik hayatı” ile mezun olduktan sonra karşılaşılan iş dünyası arasında koca bir uçurum olduğunu çoğu zaman mezuniyet günü fark ediyoruz. Derslerde öğrendiğimiz formüller, laboratuvarlarda yaptığımız deneyler elbette çok değerli… Ama iş hayatına atılınca karşımıza çıkan tablo bambaşka.

Birçok mühendislik öğrencisi, iş görüşmelerinde ilk engelle karşılaşıyor: “Deneyiminiz var mı?” Henüz yeni mezun olmuş birinden onlarca proje, saha tecrübesi ya da yılların birikimini beklemek biraz haksızlık değil mi? Üstelik stajların çoğu, kağıt üzerinde kalıyor; ne doğru düzgün proje deneyimi kazanabiliyoruz ne de sorumluluk alabiliyoruz.

İkinci büyük mesele, teoriden pratiğe geçiş. Üniversitede saatlerce diferansiyel denklemler çözüyoruz ama iş hayatında excel dökümanda veri analizi yapmak ya da ekiple proje takvimi hazırlamak çok daha kritik hale geliyor. Haliyle birçok genç mühendis “ben bunu neden okulda görmedim?” diye düşünüyor.

Bir diğer bariyer de dil meselesi. Artık dünya küçüldü; yabancı firmalar, global projeler hayatımızın bir parçası. İngilizce bilmeyen ya da teknolojik gelişmeleri takip edemeyen mühendisler yarışta geride kalıyor. Ama işin ilginç yanı şu: En büyük eksiklik çoğu zaman teknik bilgi değil, “soft skill” dediğimiz iletişim, liderlik, ekip çalışması gibi yetkinlikler oluyor. Mühendislik öğrencileri genelde formüllerle daha çok haşır neşir oldukları için kendini ifade etme, topluluk önünde konuşma veya kriz anında inisiyatif alma konusunda zorlanabiliyor. Oysa iş hayatı sadece matematikten ibaret değil; insan ilişkilerinin de mühendislik kadar önemli olduğu bir arena.

İşte tam da bu noktada, Shell Gençlik Sosyal Yatırım Programı İLERİDE gibi programlar devreye giriyor. İLERİDE, öğrencilerin sadece teknik alanlarda değil; aynı zamanda problem çözme, inovasyon, sürdürülebilirlik ve ekip çalışması gibi kritik alanlarda kendilerini geliştirmelerine fırsat tanıyor. Program, interaktif oturumlar, vaka çalışmaları ve takım bazlı projelerle öğrencileri gerçek iş hayatına hazırlıyor. Bir mühendis olarak mezuniyet sonrası karşılaşabileceğiniz sorunları daha öğrencilik yıllarında deneyimlemek, iş hayatına girerken büyük bir özgüven kazandırıyor.

Ayrıca bu tür programların bir diğer katkısı da network imkânı. Sektördeki profesyonellerle, alanında uzman kişilerle bir araya gelmek, sadece teknik bilgi değil; vizyon, mentorluk ve ilham anlamında da öğrencilerin yolunu açıyor. Üniversite sıralarında kazanılması zor olan bu deneyimler, İLERİDE gibi programlarla mümkün hale geliyor.

Peki çözüm nedir? Bence üniversitelerle sektörün daha sıkı iş birliği yapması şart. Öğrencilerin gerçek projelerde rol alması, stajların formalite olmaktan çıkması gerekiyor. Ayrıca yabancı dil ve iletişim becerileri konusunda da öğrencilerin daha erken dönemde desteklenmesi önemli. Burada hem üniversitelere hem de İLERİDE gibi gençlere yatırım yapan programları hayata geçiren kurumlara büyük sorumluluk düşüyor.

Sonuçta her yeni mezun mühendis, hayallerle gerçekler arasında bir köprü kurmaya çalışıyor. O köprünün ne kadar sağlam olacağı ise biraz üniversitelerin, biraz sektörün ama en çok da öğrencilerin bu farkındalıkla kendini geliştirmesine bağlı.

Selim Uysal - Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğrencisi