Linkedin gibi çeşitli sosyal mecralarda günde onlarca “çevrim içi staj programı” ile k karşılaşıyoruz. Fark ettiğim şey ise bu programların çoğunun şirketler tarafından yapılmaya çalışan bir PR çalışması olması. Kendim başta olmak üzere aynı zamanda çevremdeki arkadaşlarımın deneyimleriyle konuşuyorum ki ne yazık ki bir şeyleri sadece “yapmış olmak için” yapan, sonunda çeşitli sertifikalar dağıtan fakat içerik olarak biz öğrencilerle gerçek anlamda temas kuramayan; fikir üretmeye dair bir alan açmaktan uzak, çoğunlukla pasif ve yüzeysel bir süreç sunan "çevrim içi staj programları" bunlar. İLERİDE'ye başvururken içimde bu programın da benzer bir deneyim olacağına dair bir önyargı vardı. Sonuç olarak yine haftada 1-2 saat ekran başında oturup, "interaktif" adı altında konuşmacıların kendilerinden bahsetmelerini dinleyecektik değil mi? Ama İLERİDE Programı bu kalıpları kırdı. Bu program da çevrim içi olabilir, ama kesinlikle yüzeysel değil.
Programın ilk haftasında, alacağımız eğitimlerden öğrendiklerimizi programın İş Simülasyonu ve Proje Adımı’nda kullanacağımız ve burada sadece izleyici değil; düşünen, katkı sunan, sorgulayan ve üreten bir birey olarak var olmamız istendiğini hissettik. Bizden böyle bir beklentinin olmasını bilmek, programın bu tarz adımlardan oluştuğunu bilmek beni oldukça motive etmişti. Her eğitim oturumu gerçekten katılımımıza alan tanıyan, fikirlerimize değer veren bir yapıya sahipti. 6 ay boyunca aldığımız eğitimlerin, katıldığımız adımların en güçlü yönü, sadece bilgi vermesi değil; bizi harekete geçirmesiydi.
Final sürecine geldiğimizde, bizden beklendiği gibi bu kazanımları gerçek bir probleme çözüm üretmek üzere kullanma şansına sahip olduk. Sıfırdan bir proje geliştirme sürecine girip, fikirlerimizi somutlaştırmak, hepimize farklı bir bakış açısı kazandırdı. Ve belki de bu programı özel kılan en önemli detaylardan biri de buydu: Gerçek üretim ortamı simüle edilmişti ve bizler yalnızca "öğrenci" değil, aynı zamanda çözüm ortağı gibi konumlandırılmıştık. Katkımız gerçekten değerliydi.
Mezuniyet Günü’nde Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen ekip arkadaşlarımızla yüz yüze tanışmak, deneyimlerimizi paylaşmak, konuşmacılarla birebir sohbet edebilmek; bugüne kadar çoğu programda eksik kalan “insan teması”nı deneyimlemek bizi bu programa bambaşka bir boyutta dahil etti. Shell Türkiye ve Bilim Virüsü ekiplerinin bizim için her detayı düşünerek ulaşım ve konaklamayı olabilecek en güzel şekilde planlaması da, bu programın ne kadar özenle ve samimiyetle yürütüldüğünün başka bir göstergesiydi.
Bugün dönüp baktığımda, İLERİDE Programı, sadece “bitti – sertifika al – CV’ye yaz” diyebileceğim bir deneyim değil. Tanıştığım program katılımcıları, eğitmenler, jüri üyeleri; 2 hafta boyunca neredeyse her gün günde ikişer toplantı yaptığımız EkoAlarm Proje Ekibi... Yıllar sonra da bu insanlarla 6 ay boyunca ettiğimiz sohbetler ve bana her birinin ayrı ayrı kattıklarını hatırlayacağım.
İyi ki bu sürecin bir parçası olmuşum.
İyi ki birlikte hayal ettik, birlikte ürettik ve birlikte ilerledik.
Cem Karacadağ - İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Öğrencisi